Zeynep Çakır
Suç örgütü lideri Alaattin İlyas Saral’ın tutuklanmasının akabinde “Sarallar” davası 12 Haziran’da başladı.
Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu karşısında kurulan duruşma salonunda yapılan duruşmada 8 şahitten 7’si verdikleri sözlerde yanlış anlaşılma olduğunu belirterek şikayetlerini geri çekmek istedi.
11 HAZİRAN
Suç örgütü “Sarallar” lideri Alaattin İlyas Saral, 8 Haziran günü INTERPOL tarafından hakkında kırmızı bülten çıkarılması üzerine 9 Haziran’da Belçika’dan Tanzanya’nın Dodoma kentine gitmek üzere Brüksel Milletlerarası Havalimanı’na geldi.
Burada Belçika polisi tarafından gözaltına alınan Saral, çıkarıldığı mahkemede Türkiye’de davası olduğunu belirterek iadesini istedi. Bu kapsamda hakkında yakalama kararı olan Saral, yurtdışından Türkiye’ye giriş yaparken İstanbul havalimanında gözaltına alındı ve süreçlerinin yapılması üzerine emniyete götürüldü.
12 HAZİRAN
Alaattin İlyas Saral, emniyetteki süreçlerinin tamamlanması akabinde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesine sevk edildi.
SARALLAR DAVASI NEDİR?
“Sarallar” olarak bilinen organize kabahat örgütüne ait 20’si tutuklu 168 sanığın yer aldığı davada, “suç işlemek emeliyle silahlı örgüt kurmak ve yönetmek” ile “nitelikli yağma” hatalarından 15 yıldan 27 yıla kadar mahpus cezası istemiyle yargılanan Saral’ın, İstanbul 17. ağır ceza mahkemesince bugün Marmara Cezaevi’nin karşısındaki binada yapılacak duruşmaya katılması bekleniyor.
Aynı gün, “Sarallar” organize cürüm örgütüne ait 20’si tutuklu 168 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına müştekilerin dinlenilmesiyle devam edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, örgüt elebaşının Alaattin İlyas Saral olduğu, örgütü ise Saral’ın yanı sıra sanıklar Erdal Acar, Fatih Sarıalioğlu, Mehmet Ulu, Ali Kaplan, Mustafa Fazlıoğlu, Osman Tellioğlu ve Tamer Çağlar tarafından yönetildiği belirtiliyor.
Örgüt elebaşlarından Erdal Acar’ın başta kumarhane ve cümbüş yerleri olmak üzere örgüte maddi getiri sağladığı aktarılan iddianamede, bununla birlikte ünlüler ortasındaki uyuşmazlıklara müdahil olup çözmesinden ötürü sanığın örgütün isminin her alanda duyulmasını sağladığı kaydediliyor.
Suç örgütünün elebaşlarından olan birtakım sanıkların sorumluluk alanı ve birtakım aksiyonlarına yer verilen iddianamede, sanıkların yağma ve kumar oynamak için yer sağlama kabahatlerini işleyerek örgüte gelir temin ettikleri, örgüt yönetici ve üyelerinin geçimlerini bu teknikle sağladıkları ve örgütün temel maksadının yasal olmayan yollarla şahıslardan cebir, tehdit kullanmak suretiyle zorla maddi menfaat temin etmek olduğu aktarılıyor.
Müşteki Melih Tan, dava konusu olayın tutuklu sanık Seyfi Erkan ve müşteki ağabeyi Rıfat Tan ortasında para alışverişi olduğunu, Erkan’ın ağabeyine tefecilik sistemiyle para verdiğini itiraf etti.
Gözaltına alınan sanık Alaattin İlyas Saral’ın sorgusuna duruşmanın akabinde başlandı.
Alınan savunmanın akabinde heyet, Saral’ın üzerine atılı tüm kabahatlerden tutuklanmasına hükmetti.
Öte yandan tutuklu sanık Altan Saral’ın celse ortasında tahliye edildiği öğrenildi.
13 HAZİRAN
Müşteki Yusuf Elibüyük, söz verdikten sonra değiştirmek için emniyete gittiğini belirterek, tabirinde birçok olayın yanlış ve kurgu olarak yazıldığını ve tehdit edilmediğini söyledi.
Baskı altında olmadan tabirini değiştirmek istediğini anlatan Elibüyük, sanıklardan şikayetçi olmadığını lisana getirdi.
Alaattin İlyas Saral’ın avukatı Mustafa Güzeldere’nin, polis sözünde neden Saral’ın isminin geçtiği tarafındaki sorusu üzerine Elibüyük, “İsmi ben eklemedim, emniyette eklendi. Şikayetçi değilim.” dedi.
14 HAZİRAN
Alaattin İlyas Saral, mazeret sunarak duruşmaya katılmadı.
Sanık Erdal Acar’ın oteli baskı kurarak almaya çalışmadığını söyleyen Demir, “Polisteki sözümün yalnızca yüzde 10’u gerçek. Eşim ve kızım tehdit edildi. Şüphelendiğim kişi Alparslan Alp. Ben Erdal Acar’ın ismini bir kez kullandım sözümde fakat her cümlemin sonuna Erdal sözü eklenmiş.” dedi.
Müşteki Ömer Akif Yazıcıoğlu ise Ali Kaplan’ın kendisini tehdit etmediğini fakat Levent Uslukol tarafından ziyana uğratıldığını ve bu sanık istikametinden şikayetçi olduğunu belirterek, davaya katılma talebi olmadığını lisana getirdi.
Duruşmada şahit olarak dinlenen Cengiz Tosun da birlikte iş yaptıkları Levent Uslukol tarafından ziyana uğratıldığını ve mağdur olduğunu kaydetti. Sanık Ali Kaplan’ı tanımadığını tabir eden Tosun, “Birisi aracılığıyla benimle görüşmek istedi, kabul etmedim lakin duyduğum kadarıyla ortağım Ömer Akif Yazıcıoğlu’nu tehdit etmiş.” diye konuştu.
16 HAZİRAN
Müşteki şahit Necati Şekergümüş, Etiler’deki yerinde Uğur Saral’la görüşmeleri akabinde polisin iş yerine geldiğini ve müşterilerinin bu durumdan rahatsız olduğunu söyledi.
Sanık Saral’ın o periyot fiziki takipte olduğu için bu durumdan hem ailesinin hem de işletmesinin ziyan görebileceğinden telaş duyduğunu, bu sebeple bir daha iş yerine gelmesini istemediğini Saral’a söylediğini aktaran Şekergümüş, “Benim dışarıda onunla dostluğum baki, Uğur Saral benim kardeşim hiçbir halde korkmuyorum. Şikayetçi değilim.” dedi.
Tanık Gökhan Köse ise dava konusu belgede Mustafa Calban’a ilişkin iş yerinin tehditle yağmalandığı savına ait, sanık Tamer Çağlar’la bir iş yerinde tanıştıklarını söyledi.
Mustafa Calban’a ilişkin olan ve hoşluk merkezi olarak işletilen yeri “geçici emanetçi” olarak bir müddet devraldığını savunan Köse, taraflar ortasındaki hasımlığı bilmediğini söz etti.
20 HAZİRAN
Duruşmada dinlenilen müşteki Y.Ö., medikal materyal ticareti yapan bir arkadaşının işinde zahmetler yaşaması üzerine kendisinden yardım istediğini, bu sebeple sanık İrfan Kılıç ile tanıştığını söyledi.
O devirde birebir iş sebebiyle tanıştıkları Kılıç tarafından daha sonra “Siz bizim kim olduğumuzu biliyor musunuz? Yakında öğrenirsiniz, orayı kaldırırız.” cümleleriyle tehdit edildiğini aktaran Ö, “İrfan Kılıç birinci tanıştığımızda ‘Biz sizi tanırız, piyasada ödenmeyen çekleriniz var, isterseniz yardımcınız oluruz.’ dedi. İrfan Kılıç tarafından telefonla tehdit edildim. Ben de ‘Avukatlarla işimizi çözüyoruz.’ dedim. Sanıklardan şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum.” diye konuştu.
Müşteki Ali Yanık, Erzurumlu bir bireye senet verdiğini belirterek, sanık Yaşar Akyüzlü’nün kendisine bu bahiste yardımcı olmaya çalıştığını aktardı.
Yanık, sanık Akyüzlü tarafından tehdit edilmediğini lisana getirerek, “Yaşar bana ‘Bunlarla iş birliği yapma. Gel seni avukatlarla görüştüreyim, bu iş tatlıya bağlansın. Sen bizim hemşehrimizsin. Gel, bunlarla yüz göz olma.’ formunda yardımcı olmaya çalıştı. Şikayetçi değilim.” tabirlerini kullandı.
Duruşmada dinlenilen müşteki Hakan Yıldırım, otel gereçleri satan bir şirketi olduğunu, sanıklardan Ümit Tunçer’i tanıdığını anlattı.
Mimar iş ortağı ve sanık Tunçer ortasında farklı iş bağı olduğunu, ikili ortasındaki bağlantıdan haberdar olmadığını lisana getiren Yıldırım, oburu tarafından “Sarallar” isminin kullanılarak tehdit edilmediğini ve şikayetçi olmadığını beyan etti.
Tanık Sabri Çetin, sanık Mehmet Ulu’nun çocukluk arkadaşı olduğunu lisana getirerek, şunları kaydetti:
“Mehmet (Ulu) bana daima sanat ve spor topluluğundan bahseder. Ben de çiftçiyim. Onun aracılığıyla da ben birinci defa Ahmet Kaşıkçı’yı tanıdım. Mehmet bana ‘Şu sanatkarla bu atletle beraberdim.’ diye anlatıyordu. ‘Bak, ben de bunları tanıyorum.’ gibisinden, Mehmet’e hava atmak babında onları konuştum. İlyas Saral ve Erdal Acar’ı tanımıyorum.”
Heyet, müştekilerin dinlenilmesine devam edilmesi için duruşmayı bugüne erteledi.